Ümraniye’de pankart krizi! Site Yönetimi, Belediye ve Restoran karşı karşıya…
İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Ümraniye’de yaşanan Tartışmaya konu olan olayda, siteye ait güvenlik duvarının belediye emriyle yıkıldığı öne sürülürken, iddialar hem site sakinleri hem de ilgili restoran tarafından farklı açıklamalarla yalanlandı.
Site yönetimi, belediyenin kararına tepki göstererek binalar arasına, “Posterini asmış, oy da vermiştik. Allah bizim belamızı…” ifadelerinin yer aldığı bir pankart astı. Söz konusu pankart, iki saat içerisinde kaldırılsa da sosyal medyada ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Site yönetimi, güvenlik duvarının “kaçak bir restoran için yıkıldığını” öne sürerek belediyeye tepki gösterdi.
SİTE SAKİNLERİNDEN PANKARTA TEPKİ
Ancak site sakinleri, yönetimin bu hareketini desteklemediklerini belirterek sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, pankartın site sakinlerinin ortak görüşünü temsil etmediği ifade edilerek, “Site yönetiminin izinsiz ve provokatif bir şekilde bu pankartı astığı” belirtildi. Açıklamada ayrıca duvarın “zaten kaçak yapıldığı”, mahkeme kararlı yıkımın hukuka uygun şekilde gerçekleştirildiği vurgulandı.
RESTORANDAN YALANLAMA VE SUÇ DUYURUSU
Olayın odağındaki restoran ise avukatları aracılığıyla bir açıklama yaparak iddiaları reddetti. Açıklamada, site yönetiminin gece saatlerinde restoran önüne beton duvar örüp dikenli tel çektiği ve böylece giriş çıkışları engellediği öne sürüldü. Restoran avukatları, “Duvar, mimari projede yer almamaktadır ve mahkeme, bu duvarın kaldırılmasına karar vermiştir. Ümraniye Belediyesi de mahkeme kararını uygulamış ve duvarı yıkmıştır. Ancak site yönetimi tarafından asılan pankart, restoranımızı kaçak gibi göstermekte ve itibarımızı zedelemektedir. Bu nedenle hukuki yollara başvuracak ve suç duyurusunda bulunacağız.” dedi.
HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Yaşanan olayla ilgili tartışmalar büyürken, tarafların hukuki süreçleri takip edeceği belirtildi. Site yönetimi, yıkımın hukuksuz olduğunu savunmaya devam ederken, restoran yetkilileri ise iddiaların asılsız olduğunu ve itibar kaybına uğradıklarını öne sürerek yasal haklarını arayacaklarını ifade etti.
Kamuoyunu ikiye bölen bu olayın nasıl sonuçlanacağı ise mahkemelerin vereceği kararla netlik kazanacak.